25 Mayıs 2015 Pazartesi

Ruhtan Zihne Sızıntılar



Hayatındaki her şeyin olmaması gerektiği gibi oluşunun haklı garipliği ile yüzleşti adam aniden. Sokak lambalarının koyu sarı aydınlattığı karanlık sokakta yüzünü göremediği tek tük insanların yanından geçerek, bozuk kaldırımda attığı dengesiz adımlarla yürüyor; ardında bıraktığı evinin dış cephesinin kalıbının zihninde farkında olmadan canlanan görüntüsü eşliğinde elindeki sigarasını içerek ilerlemeye devam ediyordu. Güvensiz adımları, bıkkın ve yorgun bakışları, taranmamış yağlı saçları ve tedirgin bedeniyle beraber mahallesindeki son evleri de geçti ve birkaç dakika sonra kendini bir anda kalabalığın içinde buldu.

Bir an insanlar üzerine üzerine geliyor sandı. Yaralı olduğunu belli etmemeye çalışan bir askerin hissettiklerini hissettiğini sandı sonra da bu saçmalıktan kendini sorumlu tuttu yine kendisine kızdı. Önce bir bukelemun olmayı istedi sonra hemen vazgeçti ve görünmez olmayı seçti. Bütün bu zihninde dönen kurmacaların ardından saçları kendisine göre tuhaf kesimli küpeli ve çene sakallı bir gençin kendisine doğrultuğu nefret acıma ve aşağılama dolu bakışla yüzleşti ve bütün bu kurmacalardan birden ayıldı o an.

Nereye gittiğini bilmediğini farkedince de durdu. Açtı ve bir an duraksayıp düşündüğünde ilk bunu farketti ama önemsemedi. Kapşonlu ceketinden bir sigara daha çıkardı yaktı.

***

Sahilde gözüne kestirdiği banka otururken içinde evden çıkarken hissettiği garipliği hissedeceğini aynı duygu yoğunluğuna erişip kendi içine göz atacağını ummuştu fakat hayatındaki hiçbir şeyin tahminleri doğrultusunda gelişmediğini bu sefer gözardı etmemişti; bu seferki ufak ve önem atfedilmemiş bir umuttu. Bu yüzden pek de durumundan rahatsız olmadı; sahili incelemeye devam etti. Etrafındaki insanları yok farz etmeye, bir an olsun zihninden çıkarıp saniyelik olsun onların önemini unutmaya çalıştı fakat bunu da başaramadı.

Denize bakarken biraz önceki yürüyüşünün bakışları ve yüz ifadesi birleşimiyle beraber dışarıdan ne kadar tuhaf gözüktüğünü tahmin etti ve bundan küçük bir rahatsızlık duydu.








10 Mayıs 2015 Pazar

Küçük Bir Anektod

Buradaki gönderi ve paylaşımları epeydir güncelleyemediğimin sebebini uygun bir lisan ile anlatabilmek için bu kısa yazıyı yazmayı uygun gördüm.

Uzun bir süre önce; üzernde yıllardır çalışmakta olduğum şu roman işine tekrar başlangıç yaptım ve bütün eseri ilk harfinden son noktasına kadar düzenlemeye karar verdim. Bu epey zahmetli işe epeyce bir uzun süre (1 yıl) ayırmam gerekti fakat şu sıralar son sayfaları kalan eseri sonunda istediğim, arzuladığım tata, yoğunluğa ve güce ulaştırdığım, çıkardığım düşüncesindeyim. Konu hakkında gerekli bilgilendirme ve güncellemeleri buradan da paylaşacağım elbette.

Bunun akabininde tıpkı eser gibi kendi üzerimde de ruhsal ve mental bakımdan bir düzenleme bir tamirat işiyle epeydir meşguldüm. Aslında epey de zorlu ve koşuşturmacalı bir süreçti bu yaşadıklarım. Okuldaki derslerime yoğunlaştığım; hayatıma yeni perspektifler katmaya çalıştığım, yeni şeyler öğrenip yeni şeyler denediğim bir zaman dilimiydi bu son yılım.

Kendi içimde dönüp duran bu tarifine uzun zamanlardır çabaladığım; içimde delicesine hissettiğim halde bir türlü uygun bir şekilde betimleyemediğim hisler duygular düşüncelerle de uğraştım bu süreçte. Bütün bu içimde dönüp duran görüntüleri uygun bir şekilde resmedebilmenin okumaktan geçtiğini anladım ve bu süreçte epey bir kitap okudum. İçimde dönüp duran cümleleri işitip kendi kendime doğrulttuğum ucubemsi bakışlar bu cümlelerin benzerlerini, başka insanların, başka zamanlarda, başka kalemlerle de yazdığını görmem ve idrak etmem sonucu epey dağıldı. Kendi benliğimin varoluşunun tabiatından gelen o anlamlı yalnızlığıyla epey barıştım bu süreç sayesinde.

Kitap işlerim bittiği zaman burayı ara sıra kullanacağımı düşünüyorum. Şu son birkaç günün ardından bitecek işim akabininde yazmayı bırakıp sadece okumaya odaklanacağım ve epey bir süre uzun bir metin işine girişmeyeceğim.

Bu yazın benim için bütün yazlardan hem daha dolu hem daha güzel geçeceğini düşünüyor, tahmin ediyorum. Buralarda vakit öldürmek ve dirsek çürütmek yerine elimden geldiğince bu adını koyduğum ve kendini betimlediğim benliğimi; bu tuhaf yabancıyı elimden geldiğince ve imkan yaratabildikçe eğleştirmeye hem de onun vasıtasıyla kendim de eğlenmeye öğrenmeye ve var olan anlamların yanına yeni; eskisiden daha lezzetli ve daha çeşitli anlamlar, tatlar, duygu ve düşünceler getirmeyi planlıyor buna da kendimi hazır hissediyorum.



Okuduğunuz; takip ettiğiniz için teşekkürler..