30 Haziran 2013 Pazar

Bulanık Adam


Ayna karşısında
Bir bulanık adam
Kendi silületi kendinden bulanık
Göremiyor...
Göz altlarındaki çizgilerden habersiz
Yüzündeki yorgunluk ise
Aynanın arkasında saklı
Gülümsemeye çabalıyor
İçi kıpraşmadan heyecansız
Sahte gülüşünün
Aynadaki bulanık silületine bakıyor
Gözlerinden dökülen
Damlacıklar boşlukta kaybolmuş
Düşemiyor...
Bir boş bira şişesinin
Dibinde yaşanmışlıklar
Bir küllüğün içinde
Öfkeyle söndürülmüş
İsli dertler saklı
Konuşamıyor...
Demir parmaklıktan süzülen
Bahar kokusu gibi
Penceresinden içeri
Usul usul doğan güneş sızıyor
Bulanık adam perdeyi örtüyor
Karanlığa sadakati yıllar sürmüş
Güneşi bir türlü
Sevemiyor..
Oturuyor masasına bulanık adam
Elinde bir çaresiz kağıt
İçindekileri dökmek istiyor
Dertlerini
Hislerini
Sevgisini
Nefretini
Yaşamını
Üzüntülerini
Sevinçlerini
Bekliyor saatlerce kalem
Ellerindeki tek kıpırtı
Yorgunluğunun titretişi
Hislerinde boğuluyor bulanık adam
Ama kağıda bir harf bile
Yazamıyor..






15 Haziran 2013 Cumartesi

Dilden Dökülmez Her His

Buraya samimi birşeyler yazmayalı baya oldu heralde. İnsan önemsiz bir hayat yaşayıp da böyle rolünü büyütmek için birşeyler söylemeye kalkınca ne söyleyeceğini de bilemiyor heralde. Ansızın mikrofon uzatılan birinin donup kalması gibi ben de ne yazacağımı bilemedim şu an..

Demek ki cidden bahsetmem gereken hayatımda önemli bir sorunum derdim sıkıntım yok. Fakat işin aslı şu ki hayatımda (hayatımı Sikeyim) önemli birşey de yok.Önemliyi bırakın hayatımda bişey yok. Boşluk. Bomboş.

Belki de bütün sıkıntılarımı topluyorum ve boşluktayım diye kendimi kandırıyorum. Dertlerimi belki kendimden saklıyorum kim bilir. Ama bunu tüm içtenliğimle söylüyorum aylardır hiçbirşey hissetmiyorum. Acı üzüntü mutluluk sevinç şehvet aşk nefret ( aşkı Sikeyim).. Hiçbirşey hissedemiyorum.

Kendimi bazen bir budist rahip gibi görüyorum. Bütün herşeyden soyutlanmayı başarmış engin bir aydın. Herşeyden geçmiş nirvanaya ulaşmış turuncu elbiseler içinde kafası kel bir budist.. Lanet olsun bu kafamdakilere.. Rüyalarım bile öyle saçma sapan öyle mantık dışı ki. Bazen uyandığımda kendime gelmem gün boyu sürebiliyor.

Sürekli bir iyileşme sürecindeyim. Ne zaman iyileşeceğim bilmiyorum. Bir evin çatlak duvarlarını sıvayla dolduruyorum sanki ama her kapadığım çatlakla geriye kalan çatlaklar daha da gözüme batıyor.
Yaklaşık bi 10 kilo aldım. Eskiden zayıftım. Ama şimdi de amacım biraz daha kilo almak mesela.. Fiziğimi mükemmel yapmak. Dertli birisi değilim ama şimdi mutlu da değilim. Sürekli mutlu olmak için çabalıyorum ama mutluluk sanki çok uzaklarda şirinlerin yaşadığı hayali bir kasaba gibi. Ulaşabilecek miyim bilmiyorum.

Sonra insanlar insanlardan hiç olmadığım kadar uzaklaştığım bir dönemdeyim. Eskiden de uzaktım tamam kabul ediyorum. Ama etrafımda birşeyler anlattığım birşeylerini dinlediğim insanlar vardı. Birilerini sevebiliyordum birileri ilgimi çekebiliyordu veya. Artık bunların hepsi yok oldu.

Bütün dünya + 1 ..  Bu formülü uyguluyorum. Artık cidden konuşmak istediğim ya da birşeyler paylaşmak istediğim yanında olmak istediğim hiçkimse ama hiçkimse kalmadı. Yalnızım derler ya. Hayır ben yalnızım. Ben en yalnızım. Benim yalnızlığım sizin yalnızlığınızı döver.. Anladınız mı ?

Ömrüm boyunca çevremde 2-3-5 insan olurdu. Hani ailem falan hariç. Sevdiğim hoşlandığım sikko birisi. Artık onları da kaldırdım. Bütün insanlıkla irtibatımı kestim. Artık hiçbir dostum hiçkimsem yok. Mutlumuyum .. En içten samimiyetimle söylüyorum eski halime göre mutluyum.

Hiçkimseyi de yanımda istemiyorum. Ben böyle gayet iyiyim. Hayatımda ne varsa kendim seçtim kendim istedim. Kader hayat bunlar palavra.. İsteseydim olurdu. Şuan istesem yine çevremde insanlar olur. Arkadaşlarım dostlarım. Ama cidden isteyemiyorum. İnsanlardan artık hoşlanmıyorum. Artık insanları mutlu etmek istemiyorum. İnsanlardan bir beklentim de olmadığına göre bu halim en iyisi.
Boş beleş insanlardan sıkıldım. Salaklardan sıkıldım. Ucuz sevinçlerden ucuz hayatlardan basitlikten sıkıldım. Bunların içinde olup da kokuya alışmaya çalışmaktansa burnumu tıkamak en iyisi.

Ve mutluyum. Yalnızım güçlüyüm ve mutluyum. Böylesi herkes için en iyisi. Kendimi bir odaya kitledim. Fakat işin şöyle bi yanı var bütün dünyayı da bu oda dışında kalan alana kitledim. Hedeflerim var hayallerim var isteklerim planlarım var. Yapmak istediklerim var.. Ve bunlara uğraşıyorum. Sadece şunu söyleyebilirim.

Herşey böyle gayet iyi.


7 Haziran 2013 Cuma

Yağmur Yüklü Tren



Bir damla düşer önce gökyüzünden
Ertesi bir fırtına kopuverir
Sevincinden kuyruğunu oynatır
Bulduğu bir kuytuya tünemiş
Titreyen bir sahipsiz köpek
Gözleride yağmurun damlaları
İçi içine sığmaz..

Gözleri yere çakılı
Koca bir adam yağmurun altında
Yere düşen şekeri göz hapsinde
Sakalsız görsen sanki bir ana kuzusu
Yaşından utanmasa belki ağlar
Yağmura inat

Sesler gittikçe boğuklaşıyor
Bir babanın feryadı bile yürek dağlamaya yetmez bazen.
Böyle zamanlarda
Bazen.

Her yer boş.
En ufak bir şey bile girmez bu çantaya
Yer yok artık.

Uzaklarda bir tren garı
Raylara düşen damlalar tedirgin..
İki sevgili
Elele
Gözleri raylarda
Durun intihar etmeyin diyesim geliyor.
Ölmek için çok erken.
Ya da çok geç ne farkeder
Ölmeyin.
Gözleri dolu gibi kızın
Cebinden çıkardığı mendilde
Hatıraların ıslaklığı
Ben duydum
sen de duydun mu kız ölmeyelim dedi ?
Çocuğun elini tuttu
Ölmesek dedi ?
Elindek sigarasına sordu çocukta
Sigara ısrarlı..
Bir tren geliyor..
Kapkara dumanları
Gökyüzüne pelesenk
Kız ağlıyor
Çocuk arkasına bile bakmadan intihar ediyor.
Kız bakakalıyor
Nafile herşey için çok geç
Ağlıyor.. Dayanamıyor dizleri elleri ise yüzünde
Çocuk el sallıyor..
Kız gözyaşlarını siliyor..
Tren ise habersiz
Yoluna devam ediyor..



6 Haziran 2013 Perşembe

Kim bilir



Gökkuşağından çalınmış renklerle bezeli
Koca çiçek bahçesi
Renkli bir dünya hikayesi
Çocukların seslerinde çını çını masumluk
Duyuyor musun sen de
Kelebekler tedirgin
Kanatlarını çırpar gökyüzüne
Annesiz çocuklar sessiz oynar oyunlarını
Kimsecikler farketmez onları orada
Görüyor musun onları ? şurdalar..
Üstü başı pis
Cılız bir çocuğun elinde
Solmuş çiçekler var
Görüyor musun ?
Kimseye veremediğinden solmuş çiçekler
Ya kendisi gibi en solmuşları toplamışsa
Diğer mutlu çocuklar senin yanına gelmek istiyor
Baksana hep sana bakıyorlar
Ellerinde oyuncakları senle oynamak istiyorlar
İp atlasana onlarla ?
Ya da top oyna ?
Kırlarda bayırlarda koş onlarla eğlen gez.
Bak bak sana el sallıyorlar..
Bir isyanın haykırışı benim kulaklarımda
Kanın rengi siyaha çalarken
Duvarlarda sayılmış günlerin çizikleri gözükür.
Solmuş bir resimde hasret
Bir yerde bir çocuk ağlıyor.
Cılız çocuğun sesi bu
Yere düşmüş zavallım
Dizleri kan içinde kendi kalkıyor çocuk
Üstü toz içinde..
Elleri sımsıkı hala çiçeklerde
Pis kıyafetlerine kanı boca olmuş
Susuyor..
Ağlıyor sessizce..
Gözyaşlarını siliyor..
Ağladığını gördüğüme pişman
Yüzü kızarık kaçıyor
Elindeki solgun çiçeklere gözyaşlarında hapis hayaller damlıyor
Yeşeriyor belki çiçekler.
Belki göz yaşlarıyla
Belki hayallerle yeşeriyor..
Kim bilir