15 Ağustos 2012 Çarşamba

yanlızlık hakkında

yanlızlık güzel bişeydir.. ama elbetteki alıştıktan sonra.. yani bu yanlızlık denen illeti kabullenmek ve özümsemek lazım.. ruhuna sinmesi lazım.. bunu bilebilmenin birkaç basit yolu var ..
şöyle ki;

- kalabalıkta sıkılma ve kaçıp tek başına sessiz bi yere geçme isteği var mı ? (bakın bu tek başına kalma ve sessizlik isteme terimini çok kullanıcam.. bu yanlızlığın altın değişmez kuralıdır.. )
- arkadaş ortamında sessizleşme, konuşmaları sadece dinleme konuşmaya katılmama varmı ?
- etrafınızda hiç dostunuz yok mu ?
- sizi seven bi allahın kulu yok mu ?
- umrunda olduğunuz dünyada bi tanecik insan yok mu ?
- ölsem cenazemi çekirdek ailem kaldırır, gelen olmaz diyo musunuz ?
- insanların çoğul yaptığı ve çoğul yapmayı sevdiği şeyleri siz yanlız yapıyor ya da yapmıyor musunuz?

 bu sorunlara cevabınız evet ise ; evet, siz yanlızsınız.. fakat her şey gibi yanlızlığın da dozları var.. kısa süreli yanlızlık uzun dönem yanlızlık sonsuza kadar yanlızlık gibi..
benim uzmanlık alanım sonzuza kadar yanlızlık (ingilizce:forever alone)

bu durum kısaca hayata tek yollanmak, hayatı yanlız yaşamaktır.. cast away filmindeki tom hanks gibi topa kaş göz çizip onla konuşma, yanlızlıktan evde bulunan herhangi uçan böceği sineği yakalayıp şişeye koyup onla dertleşmeye kadar şiddeti olan bi bu durumdur.. çok kısa sürede depresyonla kanka olur yanlızlık

romantik filmlerden nefret edilir, yolda çift görmeye dayanılmaz.. sigara tek dost olur.. alkol içilir depresyon hapları yutulur.. intihar düşünceleri gelir akla.. çünkü hayatınız gerçekten değersizdir.. çoğu zaman aile akla gelir yanlızlıktan onlara öyle bi bağlanılmıştır ki onları üzmeye kıyamaz insan ve devam eder hayata isteksizce.. miskinlik yapar.. hayatınız tekdüze olduğu için artık gündüzleri uyanık olmanızın bi manası yoktur ve gece oturup boş boş düşünülür sabaha karşı yatılır (el ağız leş gibi sigara kokarak) ve akşam üstü 4-5 gibi kalkılır..

yanlızlığı anlamak zordur.. ama bir defa anladıysan da , ömür boyu onunla olacaksın demektir, ama arada sırada, ama sürekli. yanında olacaktır yalnızlık her zaman, sıkı bir dostun gibi, annen gibi, kardeşin gibi.

hayal kurmak biz yanlızlar için bulunmaz nimettir.. hayallerin limiti yoktur ve mutlu olmamızın tek yolu budur.. sürekli papatya tarlalarında birisiyle koşulur, birisiyle sahilde oturulur öpüşülür, sevgi sözleri söylenir birinin yüzüne ama o kişinin yüzü o hayallerde olmaz çünkü bu hayalleri kuracak biri yoktur.. yanlızdır o adam amk hem de dibine kadar.. bazen bi araba yolculuğu hayal edilir başbaşa bazen bisiklet.. fakat bu hayaller de genelde saçmadır.. kişi depresyon ve yanlızlığın pençesinde ölümüne karamsar olduğu için hayallerde de genelde bu yanlızlık etmenleri sırıtır. mesela birisyle arabada giderken kurulan hayalde arka planda anathemadan lost control çalar..bazen ahmet kayadan nerden bileceksiniz çaldığı bile görülmüştür.. elde sigaralar olur.. genelde hayalde yaratılan insan da ölümüne yanlızdır ve bu yanlızı bulmuştur.. hayal buya sınır yok. mantık yok kime ne özgürsün istediğini kur amk.. o hayali şahısla genelde alkol alınır.. ağlanır.. sonra şöyle bi hayalden uyanılır.. offf be der yanlız adam.. bi sigara yakar.. bi küfür savurur hayata en pisinden.. düşüncelere dalar tekrar

 biz yanlızların da işi çok zordur..
biz yalnızlar; dünyanın yoksul insanlarıyız. soframızda paylaşacak ne sevgimiz ne dostlarımız var ya da içki masasında şerefine kadeh kaldıracağımız mutluluklarımız. bir sokak satıcısından aldığımız çeyrek ekmek arası birkaç parça bayat umut ve yanında bir iki yudum mutluluktur tüm sahip olduklarımız. elimizde arda kalan yıkık dökük tek göz ahşap bir hayaldir yarınlarımızda umduğumuz... biz yalnızlar; hayatımızda sadece üç mevsim yaşarız. sonbaharda sararıp dökülen yaprakların hüznünü yalnızca biz paylaşırız ya da kışın eldivenimize konan bir kar tanesini yalnızca biz hayretle inceleriz ve ilkbaharda yağan nisan yağmurlarının kokusunu yalnızca biz doyasıya içimize çekeriz çünkü yaz yasaktır bize. üstümüzde ışıl ışıl parıldayan mutluluk yalnızlığımızı kamaştırır korkarak kaçıp bir gölgeye sığınırız umudumuzu serinletmek için. o yüzden yalnızca üç mevsim yaşarız ve yazdan yoksun kalır umut doluğu yüreğimiz...

 biz yalnızlar; platonik aşkların köleleriyiz. her güzel gözü süzer her tebessümü seçer her masum ifadeyi sahipleniriz. bizim için karşılıksız aşk yoktur; bazen bir iki damla gözyaşı bazen birkaç sözcük boğazımıza düğümlenen umut ve kalbimizde yalnızlığın burukluğuyla her aşkını karşılığını kendimizde buluruz...

 biz yalnızlar; aslında zavallı insanlarız. çünkü sevgi ve sevgiliyle bizi ayıran demir parmaklıklar arasında bencilliğe mahkumuz ve aşk gibi ölümü de başımızı sevgilinin omuzlarına yaslayıp değil; yıkık dökük tek göz ahşap hayalimizin tavanına düğümlenmiş eski püskü bir halatın ucunda bekleriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder